Bir çok kişinin aklında geçen temel sorulardan birisi de kaizen çalışmalarının nereden başlaması ve hangi adımlarda devam etmesi gerektiğidir. Bu soru çoğu zaman kişileri uzun zaman düşündürür ve hatta öyle bir hale gelir ki çalışmalar hiç başlayamaz. Özellikle üst yönetim eğer sorunlarının farkına varmış ise nereye el atacağını bilemez duruma bile düşer. Rakiplerin müşterilere verdiği fiyatlara, teslim sürelerine vb. kriterlere hayretle baka kalırlar ve bunu nasıl yaptıklarını anlayamazlar.
Durum bu haldeyken bile kaizen çalışmalarını bir an önce başlatmak için yapılması alınması gereken stratejik kararlar vardır. Şimdi kaizen çalışmalarının başlangıcında olan firma ve yöneticilere yol gösterecek ip uçları vererek bir an önce çalışmalara başlamaları konusunda cesaretlendirelim.
Kaizen uygulamaya başlamak stratejik karardır. Kaizen çalışmalarına başlamak, bu yolla iyileştirme yapmaya çalışmak yeni bir stratejinin firma bünyesinde vücut bulması anlamına gelmektedir. Firmanın kaizen çalışmalarından azami faydayı elde etmesi için dikkat etmesi gereken bazı konular vardır. Kaizen temel olarak müşteri açısından büyük katkıları sağlayacak, müşterinin algısını firma üzerine toplayacak işlere yönelmelidir. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür;
Yalın üretim sisteminin temel taşlarından biri de KAIZEN uygulamalarıdır. Kaizen çalışmaları sürekli iyileşmeyi sağlayarak yalın üretim sisteminin mükemmelleşmesi yolunda ilerlemesini sağlar. Aşağıda da değineceğimiz üzere kaizen çalışması kişilere bambaşka bir bakış açısı kazandırır. Daha önce çözülmesi bir yana üzerinde konuşulması bile düşünülmeyen problemler çözüme kavuşur. Çalışanlar kaizen çalışmaları ile birlikte adeta boyut değiştirir, başka bir dünyaya başka bir çalışma ortamına geçerler.
Firmaların hayatları boyunca önemli bir dönüm noktası kaizen çalışmalarına başlamasıdır. Kaizen çalışmaları ile birlikte firma ve çalışan bütünleşir, birlik olur ve ileriye atılır. Bu atılım sinerjinin verdiği bir güçle olur ki artık atılan adımlar küçük adımlar olmaktan çıkarak çok daha büyük iyileşmelere yol açar.
Üretimde verimli olmak yeterli mi? Bu güne kadar ziyaret ettiğim birçok firmada karşılaştığım en temel başarı ölçüm kriterlerinden biri “verimlilik” olmuştur. Verimli çalışmak yönetim tarafından yeterli görülmektedir. Birçok durumda da üretimin karlılığı hesaplanarak, çok üretim, çok kar anlamına gelecek değerlendirmeler yapılmaktadır. Yapılan değerlendirmenin bir temel dayanağı vardır, temelde üretilen ürünlerin satılacağı ve önceden belirlenen fiyattan satılacağı varsayılmıştır. Böylece üretim maliyeti her zaman satış maliyetinin altında kalacak ve hatta önemli kar oranları çıkacaktır.
Oysa gerçek belirlenen durumdan oldukça farklıdır. Öncelikle aşağıdaki üç önemli kural ticari olarak geçerlidir ve tartışmasız bir gerçektir.
Kaizen ekipleri ve çalışmaları Yalın Üretim Sisteminin hayata geçirilmesi için kullanılması gereken bir araçtır. Kaizen kültürü geliştikçe yalın üretim sistemi gelişir, olgunlaşır ve hedefe doğru ilerleme hızında artma olur. Kısaca kaizen en önemli araç olarak daima elimizin altında olmalıdır. Kaizen çalışmaları aslında iyi anlaşılması gerektiği halde çoğu zaman pek de iyi anlaşıldığı söylenemez. Eğitimlerde genel olarak kaizen adımları ve uygulama örnekleri üzerinde durulmaktadır. Kaizen kültürünün nasıl yaratılacağı ve çalışanlara benimsetileceği üzerinde pek az durulmaktadır. Oysa firma içinde etkili çalışmalar yapmak için kaizen kültürünün iyi anlaşılması ve çalışanlar tarafından benimsenmiş olması gerekmektedir.
Şimdi kaizen kültürü oluşturmak için yardımcı olacak birkaç öneride bulunacağım
Genel olarak verimlilik çıktıların gidilere oranı olarak tarif edilmektedir. Nedendir bilinmez, firmalarımız hattın ürettiği miktarın üretmesi gerekene oranı olarak tanımlamışlar ve bu şekilde kullanıyorlar. Oysa üretim miktarlarının verimlilikle (veya eskilerin deyimi ile ‘randımanla’) çokta bağlantılı değildir. Bunu açıklamak için şöyle bir örnek verelim. Diyelim bir hattınızda ürettiğiniz bir ürün var. Bu ürünün birim zamandaki üretim miktarını artırmak gibi bir hedef belirlediğiniz zaman verimliliğini artırmış olmuyorsunuz. Birim zamandaki üretimi artırmak için yapacağınız çalışmalar girdiler ile çıktılar arasındaki oranı değiştirmek zorunda değil. Siz birim zamanda daha fazla üretiyor olabilirsiniz ancak temelde birim zamandaki üretimi artırmak için girdileri artırmanız yeterlidir. Yani daha fazla makine, iş gücü ve hammadde kullanarak birim zamandaki üretim miktarını artırabilirsiniz. Ancak bu sizin verimli olduğunuz anlamına gelmiyor.
T. +90 282 717 0429