Günümüzde pek çok firmanın yaşadığı sorunların başında, biraz da ekonomik sorunların yarattığı bir sorun olan finansman maliyetinin yüksekliğidir. Danışmanlık yaptığımız pek çok firmada karşımıza çıkan en büyük sorunun elde edilen karın büyük kısmının finansal giderlere ayrıldığını gördük. Kaynakların kıt olduğu ülkemizde pek çok firma bu kaynakları çok iyi kullanmak ve rekabet üstünlüğü yaratmak zorundadır. Finans maliyetlerinin en önemli parçası stokların yarattığı finansal maliyetlerdir. Eminim ki sizin firmanızda da pek çok durumda atıl stoklar, stokların yüksekliği, finansal giderler arasında stoklara ayrılan para büyük bir oran teşkil etmektedir. Finansal kökenli pek çok yönetici veya alım satım konusunda uzman ve ticari bilgisi yüksek işverenler bu problemi çözmek için en kolay yöntemi uygulaya gelmişlerdir. Bu yöntem alınan siparişin kesinleşmesini takip eden zaman içinde malzemeyi satın almak ve hem maliyetleri hem de stokları siparişe bağlı yönetmek şeklinde uygulanmaktadır. Böylece karın hemen realize olması sonucu olası fiyat dalgalanmaları da ortadan kalkmaktadır.
Covid-19 pandemisi ile birlikte dünyada meydana gelen değişimler ile müşteri taleplerinde ve tedarik zincirinde olağan üstü farklılaşmalar meydana gelmiştir. Bu değişimlere enerji arzında yaşanan sorunlar nedeni ile fiyatların yükselmesi de eklenince firmaları mevcut uygulamalarını gözden geçirmeye ve yeni çözümler bulmaya yöneltmiştir.
Rekabet şartlarının giderek zorlaştığı ve yoğun yaşandığı günümüzde, işletmeler öncelikle ayakta kalabilmek ve diğer firmalardan bir adım öne geçebilmek için, maliyetleri düşürmek amacıyla farklı yöntemler arama çabası içine girmişlerdir.
Günümüzde müşteri gereksinimleri karşılamak, yüksek kaliteli, düşük fiyatlı ürün ve hizmetler sunmak büyük önem arz etmektedir. İşletmelerin her seviyede stratejik, operasyonel ve taktik planlarında stok yönetimi unsuru yer almaktadır. Bu bağlamda yalın stok yönetimi; başlangıç noktasından ürünün tüketildiği son noktaya kadar ürünlerin sipariş edilmesi, taşınması, depolanması, stok kontrollerinin yapılmasına ilişkin planlama, yürütme ve kontrol edilmesi sürecini kapsayan bir kavramdır. Yalın stok yönetimi; satın alma, pazarlama, üretim, finans ve bilişim faaliyetleriyle yakın bir ilişki içerisinde olan, birleştirici ve kapsayıcı bir felsefedir.
Yalın stok yönetimi, yalın üretim sistemi içinde yer alır. Bu sistemde, özellikle stok düzeylerinin azaltılması, temel ve sürekli bir amaçtır. Bu sayede yalın yönetim içinde yer alan teknikler ile stok maliyetlerini (israfı) azaltıcı süreçler gerçekleştirilmektedir. Değer Akış Haritası çıkarma, 5S, Kanban ve Milk Run uygulamaları stok maliyetlerini azaltıcı yalın tekniklerdendir. Stok Kavramı ve Sermayenin Döngüsü Stoklar literatürde “envanter” olarak da tanımlanmaktadır. Envanter veya stok terimi iktisadi anlamda özel bir anlam taşır. Bu bağlamda stok; ekonomik değeri olan atıl bir kaynaktır. Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) Stoklar Standardı’nda şöyle tanımlanmıştır;
Stok kavramı, bir üretim sisteminde üretilen mamule dolaysız ve dolaylı olarak katılan bütün fiziksel varlıklar ve mamulün kendisi olarak düşünülebilir. Bundan dolayı stokları, hammadde, yardımcı malzeme ve mamullere bağlanan para şeklinde de yorumlamak mümkündür. Başka bir tanıma göre; kullanılmayı veya satılmayı bekleyerek, belirli bir süre atıl durumda tutulan ekonomik değere sahip kaynaklara, malzemelere veya mallara stok denir.
Stok kavramı, sanayi ve ticari işletmeler açısından tanımlanacağı gibi muhasebe açısından da tanımlamak mümkündür. Sanayi işletmeleri açısından stok, işletmelerin ortaya çıkacak ani ihtiyaçlarını karşılamak ve üretimin kesintiye uğramadan sürdürülebilmesini sağlamak amacıyla her an el altında bulundurulan mamul, malzeme, hammadde ve yarı mamul miktarı olarak tanımlanır.
Ticari işletmeler açısından ise, satılmak amacıyla bulundurulan malların belirli bir tarihteki miktarı olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanımların yanı sıra muhasebe bilimi stok kavramını, işletmenin satmak, üretimde kullanmak veya tüketmek amacıyla edindiği ilk madde ve malzeme, yarı mamul, mamul, ticari mal, yan ürün ve diğer stoklar gibi bir yıldan az sürede kullanılacak olan veya bir yıl içinde nakde çevrilebileceği düşünülen kalemler olarak açıklamaktadır.
Hizmet işletmeleri açısından düşünüldüğünde, stok, gelecek dönemlerde hizmet üretiminde bulunmak, diğer bir ifadeyle hizmet üretiminin aksamaması amacıyla elde mal bulundurma faaliyetleri stok olarak tanımlanabilir.
Tek parça akışını anlamak Bu gün önemli sorunlardan biri olan yalın düşünceyi anlamak adına bir yazı yazayım istedim. İşletmelerde yalın dönüşümün en büyük adımı fiziksel veya teknik dönüşüm değildir. Ne yazık ki en büyük adım yalın düşünceyi anlamak olarak karşımıza çıkmaktadır. Yalın tekniklerin içinde anlaşılması en zor olan şey de tek parça akışıdır. Elbette tüm yalın teknikler gibi tek parça akışı da çok basittir ve esasında anlatıldığında herkesin çok kısa sürede olayı anladığını bir çoğumuz tecrübe etmiştir. Peki anlaşılmayan nedir diyeceksiniz, bu sorunun cevabı oldukça ilginçtir, bu yazımızda tek parça akışının uygulanması için çeşitli kademe çalışanlarca ortaya atılan nedenler ve ardında yatan düşünceleri inceleyerek bu cevabı bulmaya çalışalım.
Tek parça akışı temel olarak ürünlerin parti bazında değil de, tek tek üretilmesi (bazı durumlarda indirgenmiş adetler halinde üretilmesi) olarak tanımlanabilir. Yani iş istasyonunda bir operatörün montaj yaptığını düşünelim, montaj sırasında önünde bir ürün var ve yapması gereken tüm işlemleri bir ürüne yapar ve bir sonraki istasyona verir. Parti üretimi ise aynı operatörün birden fazla ürüne yapacağı işlemleri hepsine yaparak ardışık şekilde toplu bitirmesi ve sonunda diğer istasyona toplu vermesi demektir. Yani beşli yaptığını düşünelim, beşine de motor takar, sonra beşine de kulp takar ve bir sonraki istasyona verir. Böyle bir montaj istasyonunda karşılaştığım en önemli dirençleri aşağıda inceleyelim.
Youtube üzerinde yaptığımız webinar. Kapasite yönetimi
Firmalarda, özellikle makine ve ekipman üretenlerde, en büyük sorunların başında ürünü oluşturan parçaların tam zamanında bir araya gelmesini sağlamaktır. Ürün çeşitliliğinin belirli bir seviyede olduğu durumlarda bu sorun büyük boyutlara ulaşır. Hele bir de stok yönetimi işin içine girince depo, planlama, üretim büyük bir karmaşa içine girer. Artık verimlilikten söz etmek olası değildir. Verimlilik %30’u bulursa -gerçek verimlilikten bahsediyorum çalışanların en çok bu kadar üretilebilir dedikleri ve planlamanın ortalama günlük üretimi temel alarak hesapladığı verimlilikten bahsetmiyorum- yönetim memnun kalır. Artık bir ürünün montajı tüm malzemelerin tamamı depoda olmadığı halde başlar ve malzeme zamanında gelmediği için yarım kalır. Üretim bu ürünü bırakır ve başka bir ürüne geçer, bu arada malzeme gelir ve çoğu zaman çalışanlar gelen malzemeyi elinde olan ürüne kullanır. Bu böyle uzar gider.
T. +90 282 717 0429