- Ayrıntılar
- Yazan: Super User
- Kategori: Yalın üretim sistemi
- Görüntüleme: 4578
Yalın üretimin yararlarını hissedilir şekilde elde etmek için, yalın üretim sisteminin yaşam tarzı haline gelmesi gerekiyor. Firma kültürünün bu yönde gelişmesi, değişmesi ve çalışanların büyük kısmı tarafından özümsenmesi gerekiyor. Ne yazık ki insanların değişmesinden söz ettiğimiz için bizi oldukça zor bir süreç beklemektedir. İşletme içinde standartlaşma az olduğundan ve neredeyse her çalışan kendi çalışma düzenini geliştirdiğinden değişime karşı direnç oluşturmaktadır. Bu direnç işletme seviyesinden yönetim kademesine gittikçe daha da artmaktadır. Bunun temel sebebi azda olsa mavi yakalıların talimatlar doğrultusunda çalışmaya alışmış olmalarıdır. Yeni talimatlar onlara yeni bir yön çizdiğinden değişim daha kolay sağlanabilmektedir. Asıl zorluk beyaz yaka kısmında ortaya çıkmaktadır. Onların talimatlar doğrultusunda çalışma gibi bir alışkanlıkları ya hiç yoktur veya mavi yakaya göre çok çok azdır. Böylece tüm değişime ve gelişmeye karşı çıkmak üzere kurulmuş birer yay gibi davranmak olağan bir durum olarak ortaya çıkmaktadır. Birçok firma bu durumu göz ardı ederek doğrudan mavi yaka seviyesinde değişime başladığından oldukça zor ve sancılı bir dönüşüm süreci geçirmektedir.
- Ayrıntılar
- Yazan: Fatih Sütçüler
- Kategori: Yalın üretim sistemi
- Görüntüleme: 4075
"Yalın" sözcüğünü sıkça duyuyorsunuz. Üretim süreçlerinin "Yalın" hale getirilmesinden söz ediliyor. "Yalın Üretim" diye adlandırılan bir üretim konsepti oluşturulmuş. Sayısız faydası olduğu anlatılıyor.
Okuduklarınızdan, duyduklarınızdan anlamaya çalışıyorsunuz. Size bir yararı olabilir mi? Başa çıkmaya çalıştığınız sorunlara bir çözüm getirebilir mi?
Buna cevabımız evet olacaktır. Bir umut ışığı olmaktan öte, "Yalın Üretim" geleceğin kendisidir. Geleceği yakalamak için, şimdiden çalışmaya başlamak gerekir. Zaman, emek ve para gerek bu konsepti oluşturmak için. İşi bilen uzmanlara, danışmanlara ihtiyacınız var. Sabırlı olmayı da öğrenmeniz gerekecek. İşletmeniniz, bu günkü durumuna, bir anda gelmedi.
- Ayrıntılar
- Yazan: Fatih Sütçüler
- Kategori: Yalın üretim sistemi
- Görüntüleme: 4243
Önceki yazımızdaki "örnek durumu" hatırlıyorsunuz. Büyük umutlarla ve ciddi bir kaynak kullanımı ile başlayan bir "değişim" projesi söz konusuydu. Bütün çabalara rağmen, işletme hedeflenen devinimi başlatamıyordu. Bu, çokça yaşanan bir durumdur. Piyasada, endüstriyel uygulamalarla ilgili bir akım başlar. Faydaları anlata anlata bitirilemez. Danışmanlık şirketleri bu konuda hizmet vermek için yarışa girer.
Gazetelerde, dergilerde başarı hikâyeleri anlatılmaya başlanır. Öyle bir hava oluşur ki, sanırsınız bir sihirli değnektir, söz konusu olan. Alacaksınız elinize, bir dokunacaksınız, bütün problemleriniz bir anda ortadan kalkacak.
Akıma kendinizi kaptırırsınız, işe koyulursunuz. Bakarsınız ki, iş sanıldığı gibi kolay yürümüyor. ISO 9000 macerası böyle başladı. "Altı Sigma" da öyle. Şimdilerde de "Yalın Üretim" revaçta.
- Ayrıntılar
- Yazan: Fatih Sütçüler
- Kategori: Yalın üretim sistemi
- Görüntüleme: 3805
Önceki yazımızdan, değişim projelerinin başlangıcında oluşan "belirsizlik" ortamının iyi yönetilmesi gerektiğinden bahsetmiştim.
Belirsizlik bilgi eksikliğinden kaynaklanır.
Yalın Üretim sistemine geçiş sürecinde, işletmede bir dizi değişiklik gerçekleşir. Bu değişiklikler, çalışanlarda bir tedirginlik yaratır. Sonuçta ne olacağına dair bilgi eksikliği söz konusudur.
İş nereye varacak?
Çalışanlar nasıl etkilenecek?
İşten çıkarılmalar olacak mı?
- Ayrıntılar
- Yazan: Fatih Sütçüler
- Kategori: Yalın üretim sistemi
- Görüntüleme: 3918
Önceki yazılarımızda sözünü ettiğimiz konulara ek olarak, "sistem" yaklaşımından söz etmek istiyorum.
Her değişim projesi gibi, yalın üretim projesi de, başlangıçta direnç ile hatta inkar etme tutumu ile karşılaşacaktır. Bu "sistem" yaklaşımıyla da ifade edilebilir. İşletmeniz; çeşitli üretim araçlarından, insanlardan ve süreçlerden oluşan karmaşık bir sistemdir. Bu sistemin unsurları, birbirleri ile değişik seviyelerde etkileşim halindedir. Organizasyonunuz ne kadar basit görünse de, geri planda bir karmaşık ilişkiler ağı bulunur. Bunu, işlerin yolunda olduğu zamanlarda pek farketmezsiniz. Sistemde, herhangi bir değişiklik yapmaya karar verdiğinizde ve harekete geçtiğinizde; bu karmaşık ilişkiler ağı kendini göstermeye başlar.
Başlangıçta karşılaştığınız "direnç gösterme" refleksi bu yapı ile ilgilidir. Her sistem, mevcut durumunu korumak ister. Bu, doğada, endüstride ve siyasette de geçerli bir durumdur. Değişim, sistemi/organizasyonu oluşturan unsurlar için, çapraz/karmaşık etkileşimlerin çözülmesi ve yeniden yapılanması anlamına gelir. Önceki yazılarımızda bahsettiğimiz "belirsizlik" bu durumdan kaynaklanır. İnsan beyni belirsizlikten hoşlanmaz. Buna karşı gösterdiği tepki, değişime karşı direnç olmaktadır. Bu, doğal bir süreçtir.